Aganta Burina Burinata (Halikarnas Balıkçısı) Romanı Kısa Özeti
Romanın adı, yani Aganta Burina Burinata, “seren direklerindeki alt ve üst yelkenleri tutmak” anlamında kullanılan bir denizcilik teriminden gelmektedir. Eser, Halikarnas Balıkçısı’nın (Cevat Şakir Kabaağaçlı) birçok eserinde olduğu gibi denize ve denizle uğraşan kişilere duyulan sevgiyi şiirsel bir üslupla ele almaktadır. Süleyman Kaptan, geçimini denizden sağlayan bir kişidir. Beraber denize açıldıkları bir seferde fırtına patlak verir. Fırtınada kardeşi Davut, bir kaza sonucu hayatını kaybeder. Üstelik Davut’un ölü bedeni zamanla kokmaya başlayınca âdet olduğu üzere denize atılmıştır. Süleyman Kaptan, bu kazadan dolayı kendisini suçlamaktadır. Çünkü kendisinin ihmali sonucu sıkı bağlanmayan bir parça kardeşinin ölümüne sebep olmuştur. Denize karşı da büyük bir öfke beslemektedir. Çünkü kardeşinin bir mezarının olmasına bile izin vermemiştir. Oğlu Mahmut’un okumasını ister ve denizle ilgilenmesine karşı çıkar. Ama Mahmut’ta da birçokları gibi deniz özlemi ağır basar. O da okulu bırakıp tayfalığa başlar, denize açılır. Denizde macera dolu günler geçirir. Babasının yaşadığı acıların benzerlerini Mahmut da yaşar. Önce, kendisine dargın olan babası denizde ölür, sonra annesini kaybeder. Zamanla denizin sert yüzü ile karşılaşır. Maddi sıkıntılar, çetin bir hayat onu zorlamaktadır. Sakin bir hayatı, memleketini, evliliği hayal etmeye başlar. Nihayet bir gün, memleketine dönmeye karar verir. Gelişen olayların sonunda köyün zengin kişilerinden olan Zeynel Ağa‘nın kızı Ayşe ile evlenirler. Artık oldukça varlıklılardır. Önceleri mutlu olurlar. Mahmut, özlediği huzurlu hayata kavuşmuştur. Bahçede meyve sebze yetiştirmektedir. Çocukları olacaktır ama bebek düşer. Gün geçtikçe Mahmut denizleri bütün zorluklarına rağmen özlemeye başlar. Sonunda bir gün, ailesini, zenginliklerini ardında bırakarak gerçek sevgilisi olan denizi ebediyen tercih eder.