1. Beyit
Nâm u nişâne kalmadı fasl-ı bahârdan
Düşdi çemende berg-i dıraht i’tibârdan
Kelimeler:
Nâm u nişâne: ad, san
Fasl-ı bahâr: bahar zamanı
Berg-i dıraht: ağaçların yaprakları
Çemen: çimenlik
İ’tibâr: saygınlık
Günümüz Türkçesi:
Bahar mevsiminin adı sanı kalmadı,
Çimenlikte ağaçların yaprakları itibarını kaybetti
2. Beyit:
Eşcâr-ı bâğ hırka-i tecride girdiler
Bâd-ı hazân çemende el aldı çenârdan
Kelimeler:
Eşcâr-ı bâğ: bağın ağaçları
hırka-i tecrid: soyutlama hırkası
Bâd-ı hazân: Sonbahar rüzgarı
Çenâr: çınar
Günümüz Türkçesi:
Bağın ağaçları (dervişler gibi) tecrit hırkasını giydiler
Sonbahar rüzgarı, kırlarda çınardan el aldı.
3. Beyit:
Her yaneden ayagına altun akup gelür
Eşcâr-ı bâğ himmet umar cûy-bârdan
Kelimeler:
Yane: Yan, taraf
Eşcâr-ı bâğ: Bağdaki, bahçedeki ağaçlar
Himmet: İyilik
cûy-bâr: Akarsu, ırmak
Günümüz Türkçesi:
Her yandan ayağına altın (sarı yapraklar) akıp gelir.
Bağdaki ağaçlar ırmaktan bir iyilik umarlar.
4. Beyit
Sahn-ı çemende turma salınsun sabâyıla
Âzâdedür nihâl bugün berg ü bârdan
Kelimeler:
Sahn-ı çemen: Bahçenin ortası
Turma: Durmadan, devamlı
Sabâ(yıla): Gün doğusundan esen hoş ve lâtif rüzgar (ile)
Âzâde: Özgür, bağımsız, arınmış
Nihâl: Fidan
Berg ü bâr: Yaprak ve meyve
Günümüz Türkçesi:
Bahçenin ortasında hafif esen rüzgarla durmadan salınsın
Fidan, bugün artık yaprak ve meyvelerinden arınmıştır.
5. Beyit
Bâkî çemende hayli perîşân imiş varak
Benzer ki bir şikâyeti var rûzgârdan
Kelimeler:
Varak: Yaprak
Günümüz Türkçesi:
Bâkî; yaprak, kırlarda bir hayli perişan haldeymiş
Sanki rüzgardan (zamandan) bir şikayeti var gibi.
Bâkî
Vezin: Mef’ûlü / Fâ’ilâtü / Mefâ’îlü / Fâ’ilün