Anadolu’da Danişmentlilerin kurucusu olan Melik Danişment Gazi’nin etrafında 11. yüzyılda oluşmuştur. Eser, ilk olarak Anadolu Selçuklu Devleti hükümdarı II. İzzeddin Keykâvus’un verdiği emirle, dönemin sanatçılarından İbn Âlâ tarafından 1245’te halk arasında yaygın şekilde anlatılan menkıbelerin derlenmesi sonucunda oluşturulmuştur. Daha sonra, I. Murat’ın emriyle Tokat Kalesi dizdârı Arif Ali tarafından 1360 yılında çalışmalar yapılmıştır.
Danişmendnâme birbirinin devamı niteliğinde on yedi bölümden oluşur.
Sözlü edebiyat geleneğinde oluşan, sonrasında 13 – 14. yy.larda yazıya geçirilen destan, Battal Gazi Destanı’nın devamı niteliğindedir.
Danişmend Gazi, Battal Gazi’den farklı olarak Arap değil bir Türk’tür.
Danişmend Gazi, cesareti ve yiğitliğiyle Alp Arslan’ın dikkatini çekmiş ve onun en güvenilir komutanları arasında yer almıştır. Malazgirt Savaşı’na da katılan Danişmend Gazi, zaferin kazanılmasında önemli rol oynamış; zaferden sonra Danişmendli hanedanlığını kurmuştur.
Destan Anadolu’da başlayan Türk-Bizans mücadelelerini anlatmaktadır.
Danişmentnâme, Melik Danişment Gazi’nin doğumu, çocukluk ve yetişme devresiyle başlar.
Melik, İslami ilimleri öğrenir, âlim olur ve ona Danişmend (bilgili, âlim) lakabı verilir. Rüyasında Hz. Muhammed’i görür, ondan cihat ve gaza için emir alır; fetihlere başlar.
Destanın ana kahramanı olan Melik Danişment Gazi, başka bir rivayete göre Seyyit Battal Gazi’nin torunudur. Her bakımdan ona benzer. Dinine düşkün, bilgili ve amacı İslamiyeti yaymak olan cesur bir komutandır. Savaş sırasında attığı naralarla bir orduyu dağıtan, kılıcının bir darbesiyle düşmanının başını ve gövdesini atının eğer kayışına kadar ikiye bölen bir kahraman olarak tasvir edilir.
Malatya’dan fetihler yapmak için harekete geçen Türk ordusu; Kayseri, Ankara ve Kastamonu çizgisinin kuzeyinde kalan ve Karadeniz’e kadar olan kısmı fetheder. Melik Danişment Gazi, bir savaşta yaralanır ve ölür.
Danişmentnâme, türünün diğer örnekleri Battal Gazi Destanı ve Saltuk Gazi Destanı’na göre tarihî bilgilere daha uygun olduğundan ve abartmalara fazla yer vermemesinden dolayı birçok tarihçi tarafından kaynak kabul edilmiştir. Dânişmend Gazi Destanı, tarihî özellikleriyle beraber, 14. ve daha önceki yüzyıllarda Anadolu’nun coğrafi durumu ile Türklerin gelenek, görenek ve hayat tarzının incelenmesi açısından önemli bir kaynaktır.