Kübizm akımı, 1908’de empresyonizme tepki olarak ortaya çıkmıştır.
Resim sanatında ortaya çıkan bu akım, daha sonra edebiyata yansımış, en çok şiirde etkili olmuş ve 1930’lara kadar sürmüştür.
Kübistler, dış dünyadaki nesnelerin sadece görünen yanlarını değil, görünmeyen yanlarını; o nesnelerin yalnız şimdiki zamandaki hâlini değil, geçmişini ve geleceğini yansıtmaya çalışırlar.
Eşyayı üç boyutlu ve geometrik şekillerle göstermeye çalışırlar, örneğin bir insanın resmini çizerken onun dış görünüşünü vermekle kalmayıp duygu, hayal ve isteklerini de yansıtmak isterler.
Resim sanatından şiire aktarıldığı için bu akımda görsellik ön planda tutulmuştur. Şiirde anlaşılırlıktan çok görünürlük önemsenmiş, görüntünün okuyucuların zihninde çağrışım yapması amaçlanmıştır. Bu sebeple kübist şairlerin şiir kitapları resimlenerek yayımlanmıştır.
Kübist sanatçıların tabiat, eşya ve insanı bütün yönleriyle yansıtma düşüncesi, eserlerde karışıklığa neden olmuştur..
Kübist şiirde dilin yapısı, söz dizimi bozulmuş, noktalama işaretleri kullanılmamıştır.