Manzume ve Şiir
Edebiyatta yazılı anlatım nazım ve nesir olmak üzere iki çeşide ayrılır. Nesir düzyazı biçiminde; Nazım ise dizeler halinde, ölçülü ve uyaklı anlatım biçimidir.
Birçok durumda manzume sözü ile şiir tanımlanmaktadır. Fakat şiirle manzume arasında çeşitli farklar vardır.
Manzume: Ölçülü ve kafiyeli dizeler halinde yani nazım biçiminde kaleme alınan metinlere ”manzume” denir.
Şiir: Okuyanlarda estetik zevk uyandırmak amacıyla dizeler halinde, ölçülü, uyaklı ya da serbest ölçüyle yazılmış, zengin hayal dünyasına sahip, çeşitli duygular ve heyecanlar barındıran sanat değeri yüksek nazımdır.
Manzumelerin Genel Özellikleri
- Ölçü ve kafiye kullanılarak olşturulan manzum parçalardır.
- Estetik zevk kaygısı taşımazlar.
- Manzumelerin çağrışım yönü ve imgeleme zayıftır.
- Manzumelerde genellikle didaktik içerikli konular, insanların aklında daha kolay kalması istenen düşünceler anlatılır.
- Manzum hikâyeler, manzumedir.
Manzume ile Şiir Arasındaki Farklar
- Manzumeler, sanatsal açıdan şiirlere göre daha zayıftır.
- Manzumelerde öyküleme tekniği kulanılarak olay ve durumlar anlatılır. Şiirlerde ise aslî unsurlar duygu ve çağrışımdır.
- Manzumelerde anlatılanlar düz yazı ile rahatlıkla anlatılabilir. Şiirlerde anlatılanları düz yazıya çevirmek çoğu zaman mümkün değildir.
- Manzumelerde öyküleyici anlatımın sonucu olarak konuşmalar yer alır. Şiirlerde ise konuşmalar sadece intak sanatı olarak kimi zaman kullanılır.
- Manzume, başlı başına bir tür olarak ancak Tanzimat Dönemi’nden itibaren edebiyatımızda kullanılmaya başlamıştır. Şiir ise binlerce yıldır edebiyatımızda kulanılagelmektedir.
- Manzumelerde gerçek anlamdaki sözcükler ağırlıklı olarak kullanılırken şiirde mecaz ve anlamlı sözcükler ağırlıktadır.
Manzum Hikâye
Dizeler halinde ölçülü ve uyaklı bir şekilde yazılan hikâyelere manzum hikâye denir. Manzum hikâyelerin klasik hikayeden tek farkı dizeler halinde yazılmalarıdır. Bu tür hikâyelerde toplumsal, didaktik (öğretici) özellik hakimdir. Klasik hikayedeki tüm yapı unsurları (olay, kişiler, yer ve zaman,) manzum hikâyede de yer alır.
Divan edebiyatındaki olay anlatımı için tercih edilen mesnevi nazım biçimini saymazsak edebiyatımızda manzum hikâye yazma geleneği Tanzimat Dönemi‘den itibaren ortaya çıkmiştır. Bu türün ilk temsilcileri Recaizade Mahmut Ekrem ve Muallim Naci’dir.
Manzum hikâye, Servet-i Fünun döneminde çok daha etkili hâle geldi. Servet-i Fünun şairlerinden Tevfik Fikret (“Balıkçılar” , “Hasta Çocuk”) ve Mehmet Akif Ersoy (“Seyfi Baba”, “Küfe”, “Mahalle Kahvesi”) edebiyatımızda bu türün en başarılı örneklerini vermişlerdir.