19. yüzyılın sonlarında, Fransa’da parnasizme tepki olarak ortaya çıkmıştır.
Sembolizmin öncülerinden olan Charles Baudelaire’in bir şiirinde geçen “sembolizm” sözcüğü, Jean Moreas tarafından bu akıma isim olarak verilmiştir. Akımın bildirisini 1886’da yine J. Moreas yazmıştır.
Sembolizmin teorisini Mallarme ortaya koymuş, ilkelerini ise akımın öncüsü Charles Baudelaire “Kötülük Çiçekleri” adlı şiir kitabında uygulamıştır.
Sembolistlere göre, dış dünyada gördüğümüz ve duygularla algıladığımız nesneler birer dış görüntüden ibarettir. Asıl gerçek bu görüntünün arkasında gizlidir. Gerçeği olduğu gibi anlatmak imkânsızdır. Duyularımız, dış dünyayı olduğu gibi değil, değiştirerek bize ulaştırır. O halde şiir gerçeği değil gerçeğin bizde bıraktığı izlenimleri yansıtır. (Su dolu bir bardağın içine bırakılan çubuğun kırılmış gibi görünmesi, buğulu bir camın ardındaki nesnenin farklı insanlar tarafından farklı şekilde algılanması gibi)
Sanatçının görevi, dış dünyanın insan üzerindeki etkisini açıkça anlatmak değil, görünen nesnelerin ardındaki asıl gerçeği verebilmek, en azından sezdirebilmektir
Parnasyenlerin şiirden attığı duygu ve hayali şiire yeniden getirmişlerdir.
Sembolistlere göre, şiir anlaşılmak için değil: duyulmak ve hissedilmek içindir.
Şiirde anlam ikinci plana atılmış, güzellik anlamsal açıklıkta değil, kapalılıkta aranmıştır.
Sembolistler; bilgi vermeyi, açık ve anlaşılır olmayı değil, telkin etmeyi, çağrıştırmayı amaç edinmiştir.
Sembolistlere göre gerçek şiir, her okuyucu tarafından farklı yorumlanabilen şiirdir.
Şairler, duygularını mecaz imge ve sembollere ifade etmişlerdir.
Şiiri, müziğe yaklaştırılmışlar, müziği “özle biçim arasındaki uyum” olarak görerek iç ahenk yakalamaya çalışmışlardır.
Sembolistler; kızıl akşamları, mehtabı, alacakaranlığı, sararan yaprakları, durgun suları, hüzün veren renkleri şiirlerine dekor olarak seçmişlerdir.
İçe kapanık, bezgin ve bireysel bir şiir oraya koymuşlardır.
“Sanat sanat içindir.” anlayışıyla şiir yazmışlardır.
Klasik nazım biçimleri yerine “sone, terza-rima, müstezat, mensur şiir, serbest nazım” biçimlerini kullanmışlardır.