Sevgili Arsız Ölüm
Latife Tekin’in kendi yaşamından izler taşıyan “Sevgili Arsız Ölüm” geleneksel roman türünün sınırlarını genişleterek edebiyatımızda “fantastik roman”ın önemli kilometre taşlarından biri olmuştur.
İronik ve masalsı bir üsluba sahip roman, Kayseri’nin Bünyan ilçesinden şehre giden, orada şehir ve köy kültürü arasında yaşamlarını sürdürmeye çalışan bir ailenin yapısını ve özelliklerini ele alır.
Huvat, şehirde kendi adına çeşitli işler yapar, arada bir köyüne gelir. Köye hemen her geldiğinde soba, kuyu motoru, radyo gibi yeni eşyalar getirir.Köylüler başta yabancılık çekseler de yeniliklere çabuk alışırlar.
Huvat, köye bir gün de Atiye isminde bir kadınla gelir. Köyün kadınları Atiye’yi merakla incelerler. Uğursuz olduğuna inanırlar ve onu ahıra kapatırlar. Hamile olan Atiye, aylar sonra bir kız çocuğu dünyaya getirir. Ahırdan çıkarılarak tandır odasına yerleştirilir. Bebeğin adını Nuğber koyarlar.
Atiye, kısa sürede köye uyum sağlar. Nuğber’den sonra dört çocuğu daha olur: Halit, Seyit, küçük kız Dirmit ve en küçük oğlan Mahmut.
İlerleyen zamanlarda büyük şehre göçmeye karar verirler. Köyde yaşadığı yıllarda, geleneksel bir yapıya sahip olan aile kente gidince şimdiye kadar aşina olmadıkları yepyeni bir hayatla karşılaşırlar. Zaman geçtikçe aile bireyleri farklı yönlere meyil verir. Aile içi ilişkileri sarsılmaya başlar.
Nuğber, kendisinden bir iki yaş küçük şehirli bir gençle evlendirilir. Seyit askere gitmiştir. Kaplama işine çırak olarak giren Mahmut, kısa sürede ustalığa yükselmiş, iyi para kazanmaya ve evin geçimini sağlamaya başlamıştır.
Kalbinden, karaciğerinden ve rahminden rahatsızlanan ve ölmeye hazırlanan Atiye, hiçbir evladını gönlüne göre yetiştiremediğini düşünmektedir. Ahiretteki sorgulamada ne cevap vereceği konusunda kaygılanmaktadır. Huvat ise Atiye öldükten sonra köyüne dönmeyi ve genç bir Çerkez kızıyla evlenmeyi hayal etmektedir.
Dirmit, kendini tamamen şiire verir. Denize, gökyüzüne, sokaklara büyük bir sevgiyle bağlanır ve ailesinden iyice uzaklaşır. Şiir yazması ve bir hafta boyunca evde kimseyle konuşması yasaklanır. Bunun üzerine o da evdeki herkese hitaben bir mektup yazar.
Roman, Atiye’nin ölümüyle son bulur.
