Şiir ve Gelenek
- Bir toplumda nesilden nesle iletilen kültürel değerlere, alışkanlık, bilgi, töre ve davranışlara gelenek denir. Kız isteme geleneği, düğün geleneği, mevlid geleneği, bayram geleneği gibi.
- Hiçbir şiir köksüz değildir. Hangi dönemde ortaya konarsa konsun her şiir, belli bir kültür anlayışını yansıtan ortak dünya görüşü, değerler sistemi ve genel kabuller doğrultusunda oluşturulur.
- Herkes gibi şairler de içinde yaşadıkları toplumun birer ferdidir. Doğal olarak üyesi olduğu toplumda hakim olan anlayıştan, gelenekten az ya da çok etkilenir. Şiirlerini de bu gelenek doğrultusunda oluşturur.
- Şiir geleneği daha önce yaşamış şairlerin eserleriyle oluşmuştur. Geleneği oluşturan şairler arasında sanat anlayışı bakımından ilişki vardır. Halk kesimi ve aydın kesim, tarihi akış içerisinde kendi kültürel birikimleriyle kendi şiir geleneklerini oluşturmuşlardır.
- Aynı şiir geleneğinde bulunan şairlerin şiirleri arasında dil, biçim, konu gibi noktalarda benzerlik olur.
- Anadolu sahasında yüzlerce yıllık bir zaman dilimi içinde aynı kültür kaynağından beslenen üç tür şiir geleneği ortaya çıkmıştır:
- Halk şiiri geleneği
- Divan şiiri geleneği
- Modern şiir geleneği
1. HALK ŞİİRİ GELENEĞİ VE ÖZELLİKLERİ
- Halkın içinden yetişmiş ve çoğu okur-yazar olmayan sanatçılar tarafından oluşturulmuştur.
- Şiirler, sade bir halk Türkçesiyle söylenmiştir.
- Nazım birimi olarak dörtlük kullanılmıştır.
- Ölçü olarak hece ölçüsü kullanılmıştır. Hecenin en çok 7’li, 8’li ve 11’li kalıbı tercih edilmiştir.
- Uyağa önem verilmiştir. Genellikle yarım uyak ve redif kullanılmıştır.
- Aşk, tabiat, tasavvuf,yiğitlik gibi konular işlenmiştir.
- Şiirler hazırlıksız (doğaçlama, irticalen) olarak söylenmiştir.
- Gelenek usta-çırak ilişkisiyle günümüze kadar gelmiştir.
- Koşma, semai, varsağı, destan, ilahi, nefes, mani, türkü gibi nazım şekilleri vardır.
- Anonim olanların dışında şair son dörtlükte mahlasını söyler.
Koşma örneği:
Vara vara vardım ol kara taşa,
Hasret ettin beni kavim kardaşa,
Sebep ne gözden akan kanlı yaşa,
Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm
Nice sultanları tahttan indirdi
Nicesinin gül benzini soldurdu
Nicelerin gelmez yola gönderdi
Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm
Karacoğlan der ki kondum göçülmez
Acıdır ecel şerbeti içilmez
Üç derdim var birbirinden seçilmez
Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm
KARACAOĞLAN
2. DİVAN ŞİİRİ GELENEĞİ VE ÖZELLİKLERİ
- Divan edebiyatı, saray ve çevresinde gelişen ve aydın zümreye hitap eden bir edebiyattır. Klasik Türk Edebiyatı adıyla da anılır.
- Bu döneme ait şairlerin, şiirlerini topladıkları divan adı verilen birer defterleri vardır. Hemen her şairin en az bir divanı olduğu için, divan edebiyatı ifadesi daha yaygındır.
- Divan şiirinin dilinde Arapça ve Farsça kelime ve tamlamalar sıkça görülür. Bu dönemin Türkçesine “Osmanlı Türkçesi” adı verilir.
- Nazım birimi beyittir.
- Aruz ölçüsü kullanılmıştır.
- Şiirlerde aşk, tabiat, din, tasavvuf gibi genellikle bireysel konular işlenmiştir.
- Mazmun adı verilen kalıplaşmış ifadeler sıklıkla kullanılır.
- Şiirlerde konu bütünlüğüne ve bütün güzelliğine değil, beyit güzelliğine yer verilmiştir.
- Son beyitte şair mahlasını söyler.
- Kaside, gazel, mesnevi, murabba, terkib-i bend, rubai, şarkı gibi nazım şekilleri vardır.
1. Gazel Örneği
Açıl bağın gül ü nesrîni ol ruhsârı görsünler
Salın serv ü sanavber şîve-i reftârı görsünler
…
Güzeller mihribân olmaz dimek yanlışdır ey Bâkî
Olur vallâhi billâhi hemân yalvârı görsünler
2. Gazel Örneği:
Bir necm-i baht doğsa eğer her şeb istemem
Bir iki günlük ömre celî kevkeb istemem
…
Vâsıf safây-ı hâtırım âzadeliktedir
Arz etseler menâsıb-ı kevnî hep istemem
Birinci gazelin sahibi olan Baki, 16. yüzyıl; ikinci gazelin sahibi olan Enderunlu Vasıf ise 19. yüzyıl şairlerimizdendir. İki şair arasında üç yüz yıl gibi uzun bir süre vardır. Bu uzun sreye rağmen her iki şair de divan şiiri geleneğini sürdürdüğü için yukarıda belirttiğimiz özellikler şiirlerinde ortak olarak görülmektedir
3. MODERN (SERBEST) ŞİİR GELENEĞİ VE ÖZELLİKLERİ
- Bu şiir geleneğinde şiirde ölçünün, nazım biriminin ve kafiyenin şart olmadığı savunulmuş; ölçüsüz ve uyaksız şiirlerin örnekleri verilmiştir.
- Sanatlı söyleyişin yerine yalın ve doğal söyleyiş benimsenmiştir.
- Şairler her türlü konuyu işlenmiştir.
- Nazım birimi kullanılmamıştır.
- Anlam bir dizede tamamlanmayıp sonraki dizeye aktarılabilir.
- Şiirlerde sözcük dizilişi ve iç ahenk ön plandadır.
- Şiirlerin konusuna göre şairin seçtiği bir ismi vardır.
- Şairler mahlas kullanmaz. Şiirlerin altında şairlerin adı bulunur.
Örnek:
Anılar Defterinde Gül Yaprağı
Anılar defterinde gül yaprağı gibi
Unutuldum kurudum
Başıma düştü sevda ağı
Bir başıma tenhalarda kahroldum
Sen kim bilir rüzgârlı eteklerinle
Kim bilir hangi iklimdesin, ben
Sensiz bu sessizlikle
Deliler gibiyim sensiz
Bu sessizlikle
Ayrılıkla başım belada
Gözlerini çevir gözlerime
Yoksa sensiz bu sessizlikle
Deliler gibiyim
Sensiz bu sensizlikle
Cahit Zarifoğlu