Ana Sayfa Edebiyat Sultan Ahmet Kasidesi -Nef’î (10. Sınıf MEB Kitabı) Açıklaması-3.Kısım

Sultan Ahmet Kasidesi -Nef’î (10. Sınıf MEB Kitabı) Açıklaması-3.Kısım

7417
0

Birinci sayfa için lütfen TIKLAYINIZ

İkinci sayfa için lütfen TIKLAYINIZ

Dördüncü sayfa için lütfen TIKLAYINIZ

17. Beyit
Çarh ana ta'zîm edip İskender-i Sânî dimek
Şânına nisbet meğer bir medh-i müstesnâ mıdır

Günümüz Türkçesi:
Felek ona (padişaha) hürmet gösterip İkinci İskender demekle
Onun şanına oranla seçkin bir övgü yapmış mı olur?

Kelimeler:
Ta'zîm: Hürmet ve saygı gösterme, üstün tutma
Müstesnâ İstisna edilen, seçkin, benzeri olmayan.
Sânî: İkinci
18. Beyit
Vasf-ı bûy-ı hulkı mı satr-ı hat-ı şâirde yâ
Mevc-i deryâ-yı sühende anber-i sârâ mıdır

Günümüz Türkçesi:
Şairin yazısının satırındakiler huyunun kokusunun nitelikleri mi ,
Yoksa söz denizinin dalgasında mis kokulu hâlis amber midir.

Kelimeler:
Sârâ: Hâlis, saf, katıksız. 
Anber: Güzel kokulu bir madde. Amber.
Hulk: Huy. Ahlâk. Tabiat.
Bûy: Koku
Vasf: Vasıf, sıfat, nitelik. özellik.
19. Beyit
Mülk-i pür-adlinde hod etmez tekayyüd kârbân
Hâris-i kâlâ mıdır yâ düzd-i bîpervâ mıdır

Günümüz Türkçesi:
Senin adalet dolu ülkende kervanlar endişe etmez ;
kale bekçisi midir yoksa pervasız hırsız mıdır?
(Tezat: bekçi - hırsız)

Kelimeler:
Pür-adl: Adalet dolu
hod: Kendi, miğfer, baş zırhı.
Tekayyüd: Endişe, çalışma, uğraşma, emek
Hâris-i kâlâ: Kale bekçisi
Düzd-i bîpervâ: Pervasız, korkusuz hırsız
20. Beyit
Âsumân mı âfitâb ile şitâb etmekde yâ
Zîr-i rânında semend-i cüst ü çâpük-pâ mıdır

Günümüz Türkçesi:
Gökyüzü mü güneşle yarışıyor yoksa
Çabuk ayaklı, güzel, kıvrak bir atın ayağının altı mıdır?

Kelimeler:
Âsumân: Gökyüzü. Semâ.
Âfitâb: Güneş
Şitâb: Seğirtmek, koşmak. Çabukluk, acele etmek.
Zîr: Alt, aşağı
Semend: Çevik ve güzel at.
Cüst: Muntazam, mükemmel, düzgün. Yakışıklı. Çevik, kıvrak.
Pâ: Ayak
21. Beyit 
Ol cihân-gerd-i sebük-rev kim tefâvüt eylemez
Zîr-i pâyında zemîn deryâ mıdır sahrâ mıdır

Günümüz Türkçesi:
O, öyle hızla cihanı gezen (at) ki ayağının altındaki zeminin deniz mi kara mı olması fark etmez.

Kelimeler:
Cihân-gerd: Dünyayı dolaşan
Sebük-rev: Çabuk giden, hızlı
Tefâvüt: Farklılık. İki şey arasındaki fark.
Zîr-i pây: Ayağının altı
Derya: Deniz
Sahra: Çöl. Kır, ova.
22. Beyit 
Berk-ı mahz iken direng etse bilinmez peykeri
Rahş-ı çâbuk-pâ mıdır yâ kûh-ı pâ-ber-câ mıdır

Günümüz Türkçesi:
Saf bir yıldırımken yavaşlasa çehresi, yüzü bilinmez,
Gösterişli, çabuk ayaklı bir at mıdır yoksa yerinde duran bir dağ mıdır?

Kelimeler:
Berk: Yıldırım.
Mahz: Saf ve hâlis. Katıksız. Tam.
Peyker: Yüz, çehre, surat.
Direng et-: Gecikmek, yavaşlık.
Rahş-ı çâbuk-pâ: Çabuk ayaklı, hızlı at.
Kûh-ı pâ-ber-câ: Yerinde duran dağ  
23. Beyit 
Husrevâ bu fende ger gırrâlanursam gör sözüm
Lâf-ı bî-ma'nâ mıdır yâ bir kurı davâ mıdır

Günümüz Türkçesi:
Ey Padişahım, bu ilimde (şiir sanatında) gururlanırsam, sözüme bak,
Sözlerim, anlamsız sözler midir yoksa bir kuru (boş) bir dava mıdır?

Kelimeler:
Husrev: Hükümdar, padişah. (Husrevâ: Ey Hükümdar.)
Gırrâlan-: Gururlanmak, kibre kapılmak.
Lâf-ı bî-ma'nâ: Anlamsız söz
24. Beyit
Bunca demdir dava-yı sâhibkırânî eylerin
Bir mübâriz yok mu meydân-ı sühan tenhâ mıdır

Günümüz Türkçesi:
Bunca zamandır sahibkıranlık (şiir sanatının en güçlüsü olmak) iddiası güderim;
Bana karşı koyacak bir yiğit yok mu? Söz meydanı boş mudur?

Kelimeler:
Dem: Zaman
Sâhibkırân: Muzaffer hükümdar.
Mübâriz: Mücadele eden. Kuvvetli münâkaşaya girişen.
Meydân-ı sühan: Söz meydanı

Birinci sayfa için lütfen TIKLAYINIZ

İkinci sayfa için lütfen TIKLAYINIZ

Dördüncü sayfa için lütfen TIKLAYINIZ

www.edebiyatvedil.net

Önceki İçerikOkumak, Stresi Azaltmaya Yardımcı Oluyor
Sonraki İçerikİnsanlık Tarihinin İlk Romanı Tokyo’da Bir Evden Çıktı

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here